| 19.05.18 1:12 | | Sabahlarını kitaplardan kafasını kaldırmadan geçirsen Selise, akşamın gelmesini heyecanla bekliyordu. Çünkü Astronomi ödevini bitirmesi için gereken neredeyse hiçbir şeyi şuanda tamamlamamıştı. Astronomi en sevdiği dersler arasında yerini alırken gerçekten gökyüzünü gözlemlemekten, ve gezegenlerin hareketlerinden zevk alabileceğini düşünmüyordu. Fakat Profesör Cynesige ona bu görevi verdikten sonra Astronomi'ye bakış açısı değişmişti. Gökyüzündeki cisimlerin küçük bir hareketi bile hayatımızdaki şeylere etki edebiliyordu. Ama şuan ki konumuz bu değildi. Aslında yapmam gereken şey bir gezegen keşfedip onunla arkadaşlık kurmam, ona bir anımı anlatmam ve onu profesöre göstermemdi. Selise,bu konuda herhangi bir ilerleme kaydedememiş olmasının üzüntüsü içerisindeydi. Fakat bu akşam yemekten sonra Astronomi Gözlemevi'ni boş bulduğu anda teleskoba sarılacak ve gökyüzünü gözlemlemeye devam edecekti, aslında başka neler göreceğini çok merak ediyordu. Yemek bittikten sonra gözlem evine doğru yol alırken, Profesör'ün orada olmadığına emin olmak istiyordu. Selise ,buna emin olduktan sonra ise odaya girdi boş bir yere oturdu;defter ve kalemini çıkarttı. Ardından teleskopla uğraşmaya başladı ve tekrar gözünü teleskoba dayadı. Şuan görebildiği tek şey yıldızlardı,teleskobu biraz daha oynattıktan sonra ise gereğinden büyük bir yıldız gördü. Teleskobu biraz daha yaklaştırdı, emin olmamakla birlikte teleskobu başka yöne çevirdi. Ve büyük bir yıldız gördüğünü sandı hayır,hayır bu bir yıldız değildi. Evet! Kalbi atmaya başladı bu heyecan ve mutluluğun bir karışımıydı bunun bu kadar kolay olacağını düşünmemişti. Yeni bir gezegen buna inanamıyordu. Dünya'dan -teleskopla- bakıldığında küçük gözüküyordu. Aslında bu arkadaşa gezegen diyebilir miydi onu da bilmiyordu. Çünkü çap olarak gayet küçük sayılabilecek boyuttaydı.Ve evet ona bir isim vermesi gerekiyordu.Şu anda gerçekten çok heyecanlandığı için biraz beklemesi gerekti.Profesör'ün burada olmaması onu rahatlatıyordu çünkü yanlış bir hareket yada aptalca bir şey yaparsa bunu sadece kendisinin bilmesi kafiydi. Sanırım gezegenini bulmuştu ona uzun uzun bakmaya devam etti. Aklının bir köşesinde onu hiç unutamayacak gibi kazımak istiyordu. Bu gerçekten çok güzel bir duyguydu. Gözünü teleskoptan çekti. Bu teleskop ona ait değildi sadece bu sınıfa aitti. Ama görevi için bu teleskobu kullanabileceğini düşünmüştü. Küre tutacaklarından bir küre aldı ve önüne koydu. Bu yapacağı şeyi ilk defa deniyordu ve gerçekten herhangi bir hataya düşmek istemiyordu. Asasını küreye doğru doğrulttu. Asası açık bir meşe renginde ince sayılabilecek bir kalınlıkta ve 11 inç kadardı. Farklı bir asaya sahipti ama sanırım kendine en uygun asa buydu. Asasını küre ile temas halinde tuttu. Ve aklından onu geçirdi, uzak bir arkadaşı gibi düşündü ilk başta onu sonra, evet renklerini tuttu aklında ufak tefek koyu kırmızı renkteki kraterler ve sonra kahverengi bir gezegen hayal etti. Aklına getirmeye çalışıyordu onu, ve adı evet bu gezegenin adını bulmaya gelmişti sıra gözlerini açmadı. Clementia...Hiç bir zaman aklına gelmezdi bir gezegene isim vereceği. Bu gezegenin ismi Clementia'ydı. Gözlerini açtı ve gerçekten ilk seferde başarmıştı. Teleskop ile baktığı gezegen şuan önündeydi. Küre onun rengine ve görüntüsüne bürünmüştü. Küçük bir kürede Clementia'yı görüyordu...
|
|